
Taşıyıcılık, AİHM ve INTERPOL (Bölüm I)
Taşıyıcılık nedir?
Taşıyıcılık, bir kadının (taşıyıcı annenin), hamile kalıp doğum yaptıktan sonra ebeveynlik haklarını planlayan ebeveynlere devretmesini içeren bir anlaşmadır. Taşıyıcılığın iki ana türü vardır: geleneksel ve gebelik taşıyıcılığı. Geleneksel taşıyıcılıkta taşıyıcı anne, planlanan babadan veya bir donörden alınan spermle suni olarak döllenir ve çocukla genetik bağı olur. Gebelik taşıyıcılığında ise planlanan anneden ya da bir donörden alınan yumurta ile planlanan babadan ya da donörden alınan sperm kullanılarak oluşturulan embriyo taşıyıcı annenin rahmine yerleştirilir. Bu durumda taşıyıcı annenin çocukla hiçbir genetik bağı bulunmaz.
AİHM’in taşıyıcılığa bakışı nedir?
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) çerçevesinde taşıyıcılık, kişisel özgürlükler ile devlet müdahalesi arasındaki çatışmayı temsil eder; burada ailenin ve kimliğin özü tartışma konusudur. AİHS’nin 8. maddesi özel ve aile hayatına saygı hakkını güvence altına alırken, devletler genellikle insan ticareti ve ulusal hukuk düzeninin korunması gibi gerekçelerle taşıyıcılığı düzenleme yetkisini ellerinde tutar (Mennesson v. Fransa, 2014, § 62).
Ancak, planlanan ebeveyn ile çocuk arasında biyolojik bir bağ varsa, hukuk bu durumu göz ardı edemez. Böyle bir ilişkinin tanınmaması, hem ebeveynlerin haklarını hem de çocuğun kimlik duygusunu zedeler. Aile hayatı kurulmamış olsa bile, bu bağın potansiyeli bile 8. madde korumasını harekete geçirebilir (D. ve Diğerleri v. Belçika, 2014).
Devletler ayrılıklarda takdir yetkisini kullanabilir; ancak çocuğun üstün yararı her zaman öncelikli olmalıdır. Meşru bir kamu yararı dahi olsa, çocuğun refahı ilkesi her şeyin üzerindedir (A.L. v. Fransa, 2022; Paradiso ve Campanelli v. İtalya, 2017).
Örnek:
Fransız bir çift, taşıyıcılığın yasal olduğu ABD’de bu yola başvurur ve çocuğun doğum belgesinde ebeveyn olarak tanınır. Ancak Fransa’ya döndüklerinde, Fransız yasaları taşıyıcılığı yasakladığı için çocuğun yasal ebeveyni olarak tanınmazlar. Çift, bunun özel ve aile hayatını koruyan 8. maddeye aykırı olduğunu ileri sürerek AİHM’e başvurur. Mahkeme muhtemelen, Fransa’nın biyolojik babayı tanımamasının çocuğun kimliğini ve refahını zedelediğine ve devletin taşıyıcılık karşıtı tutumunun çocuğun aile ve kimlik hakkını gölgede bırakamayacağına hükmedecektir.
INTERPOL’un rolü nedir?
Hukuki zorluklar, taşıyıcılığın getirdiği sorunların sadece başlangıcıdır. Psikolojik, etik, toplumsal ve ekonomik düzeydeki etkiler bu yazının kapsamını aşmaktadır. Taşıyıcılık kültürel ve davranışsal normları sarsarak küresel çapta tartışmalara yol açmaktadır. Ancak sınır ötesi boyut kazandığında, riskler daha da büyür. INTERPOL bu sınır ötesi hukuki anlaşmazlıklarda ne ölçüde rol oynar? Bu sorunun cevabı ikinci bölümde ele alınacaktır.
Bu konuda daha fazla bilgiye mi ihtiyacınız var? Taşıyıcılık, insan hakları veya INTERPOL vakalarında hukuki destek almak için bizimle iletişime geçin.

